Fotograf tarihcisi ve koleksiyoncusu Cengiz Kahraman'in hazirladigi Istanbul Kis Gunlugu 1929 ve 1954 konusunun tek kitabi. Orhan Pamuk, bu kitap icin hakli olarak soyle diyor: "Benim gibi Istanbul'un ruhunun en cok siyah beyaz kis gunlerinde ortaya ciktigina inananlar icin enfes bir kitap." Bu kitapla hakkinda buyuk bir kutuphane olusturacak kadar kitap yazilan Istanbul'un binbir yuzunden biri gozler onune seriliyor. Soguk iklim kusaginda yer almasa da arada bir yasadigi siddetli kislarla da unludur Istanbul. Kis nereden geliyorsa Istanbul'a kar da ona gore olur ama Orta Avrupa'dan, Balkanlar'dan, Karadeniz'in kuzeyinden geldigi zaman hayati cekilmez kilar. Evler, yollar kar altinda kalir. Yagan karla ve Tuna'dan Karadeniz'e akan oradan da Marmara'ya gecen buzlarla Halic'in, Bogaz'in bile dondugu olur. Bizans ve Osmanli tarihcileri, Istanbul'un siddetli kislarini sehirde yasananlari da katarak kaydetmislerdir. Sairlerin kisa, denizin donmasina siirle tarih dusurdukleri, yuruyerek karsi tarafa gecislerini anlattiklari siirleri vardir. Yakin donem kislari arasinda hafizalardan cikmayan ve Bogaz da dahil her yeri her seyi donduran 1929 ve 1954 kislari da yayin organlarinda olabildigince yer almis, kisilerin ve ailelerin fotograf albumlerinde, fotograf sanatcilarinin arsivlerinde olumsuzlestirilmistir. Cengiz Kahraman'in yayin organlarini tarayarak, kendi zengin arsivi yaninda bazi ozel arsivlerden de yararlanarak hazirladigi Istanbul Kis Gunlugu 1929 ve 1954, bu sehir icin yazilmis cok ozel bir tarih. (Tanitim Bulteninden)
Fotoğraf tarihçisi ve koleksiyoncusu Cengiz Kahraman'ın hazırladığı İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954 konusunun tek kitabı. Orhan Pamuk, bu kitap için haklı olarak şöyle diyor: "Benim gibi İstanbul'un ruhunun en çok siyah beyaz kış günlerinde ortaya çıktığına inananlar için enfes bir kitap."
Bu kitapla hakkında büyük bir kütüphane oluşturacak kadar kitap yazılan İstanbul'un binbir yüzünden biri gözler önüne seriliyor. Soğuk iklim kuşağında yer almasa da arada bir yaşadığı şiddetli kışlarla da ünlüdür İstanbul. Kış nereden geliyorsa İstanbul'a kar da ona göre olur ama Orta Avrupa'dan, Balkanlar'dan, Karadeniz'in kuzeyinden geldiği zaman hayatı çekilmez kılar. Evler, yollar kar altında kalır. Yağan karla ve Tuna'dan Karadeniz'e akan oradan da Marmara'ya geçen buzlarla Haliç'in, Boğaz'ın bile donduğu olur. Bizans ve Osmanlı tarihçileri, İstanbul'un şiddetli kışlarını şehirde yaşananları da katarak kaydetmişlerdir. Şairlerin kışa, denizin donmasına şiirle tarih düşürdükleri, yürüyerek karşı tarafa geçişlerini anlattıkları şiirleri vardır.
Yakın dönem kışları arasında hafızalardan çıkmayan ve Boğaz da dahil her yeri her şeyi donduran 1929 ve 1954 kışları da yayın organlarında olabildiğince yer almış, kişilerin ve ailelerin fotoğraf albümlerinde, fotoğraf sanatçılarının arşivlerinde ölümsüzleştirilmiştir. Cengiz Kahraman'ın yayın organlarını tarayarak, kendi zengin arşivi yanında bazı özel arşivlerden de yararlanarak hazırladığı İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954, bu şehir için yazılmış çok özel bir tarih.